DOLAR %
EURO %
ALTIN 1.211,44-0,66
BITCOIN %
Ankara
15°

PARÇALI AZ BULUTLU

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Admin

Admin

25 Mart 2023 Cumartesi

Erdoğan, muhalefete çok sert sözlerle yüklendi: Bu asalakları kendi hırslarıyla baş başa bırakıyoruz

Erdoğan, muhalefete çok sert sözlerle yüklendi: Bu asalakları kendi hırslarıyla baş başa bırakıyoruz
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen, İlim Yayma Vakfı 52. Genel Kurulu’nda değerlendirmelerde bulundu.

“KENDİ HIRSLARIYLA BAŞ BAŞA BIRAKIYORUZ”

Önemli mesajlar veren Erdoğan, muhalefete de sert sözlerle yüklendi. Cumhurbaşkanı, “Tek parti faşizmi özlemiyle yaşayan bir avuç kendini bilmezin sizlerin samimiyetinden rahatsızlık duyduğunun farkındayız. Milletin ruh kökünden beslenmeyen bu asalakları kendi hırslarıyla baş başa bırakıyoruz.” ifadelerini kullandı.

Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları:

“Bu mübarek ayın tüm İslam dünyasına, tüm insanlığa huzur ve esenlik getirmesini diliyorum. Bu sene 11 ayın sultan Ramazan’a ulaşmanın sevincini, diğer tarafta deprem felaketinde 50 bin canı yitirmenin hüznünü yaşıyoruz. 14 milyon vatandaşımızın hayatını altüst eden depremler, 85 milyonun yüreğine kor ateş gibi düştü. Deprem bölgesindeki kayıpların acısını derinden hissediyoruz. Cumhur İttifakı’ndaki ortaklarımızla Kahramanmaraş ve Hatay’ı tekrar ziyaret ettik. Deprem konutları temelini attık, iftarımızı depremzede kardeşlerimizle açtık. Maraş ve Hataylı vatandaşlarımızın hayata tutunma azmine şahit olduk. Deprem bölgesinde yaşayan kardeşlerimiz bu Ramazan’da bizden daha fazla anlayış göstermemizi bekliyor.

“TÜM VAKIF VE DERNEKLERİMİZİ TEBRİK EDİYORUM”

Hepimizin depremzedelerin yanında olması gerekiyor. İlim Yayma Vakfımızın sergilediği dayanışmayı artırarak devam ettirdiğini görüyorum. Geniş bir yelpazede yaptığınız çalışmaları takdirle karşılıyorum. Burada sizlerin vasıtasıyla şu gerçeğin altınız çizmek istiyorum; bizler paylaşanın gücüne inanan bir milletin mensuplarıyız. Bizler Ramazan ayı geldiğinde çokça infak yapan bir peygamberin ümmetiyiz. Bu kadim değerler milletimiz tarafından halen çok güçlü bir şekilde yaşatılıyor. Anadolu insanı elindekini ve avucundakini paylaşmayı sürdürüyor. İnsanlarımız oruçla, Kuran’la, iftar ve sahur sofralarıyla bu ayı idrak ederken, deprem bölgesindeki kardeşlerini de unutmuyor. Şov yapmadan, reklam ve algı peşinde koşmadan karşılığını sadece Allah’tan bekleyerek gurur verici işlere imza atıyorlar. Tüm vakıf ve derneklerimizi tebrik ediyorum.

“AŞKLA ÇALIŞMAYA DEVAM EDECEĞİZ”

Deprem bölgesinde yaşayan kardeşlerimizin başta olmak üzere kimin ne niyetle hareket ettiğini gayet iyi görüyor. Vatandaşlarımız sizlerle tüm vakıf, dernek ve ilim-irfan kuruluşlarına teşekkür ediyor. Bu dualar bizi teşvik etmenin yanı sıra omuzlarımızdaki yükü ağırlaştırmaktadır. Yüzünü bize çevirmiş hiçbir kardeşimize mahcup olmama mesuliyetiyle karşı karşıyayız. Kuru gürültü patırtıyla bizi yolumuzdan alıkoyabileceklerini düşünenlere asla boyun eğmeyiz. Ülkemize ve milletimize hizmet mücadelemizi sürdürmeliyiz. Aşkla çalışmaya devam edeceğiz. Kendi alanında güçlü bir geleneği temsil eden İlim Yayma Vakfımız davamızın bayraktarları arasında yer alıyor. Ülkemize ve milletimize hayırlı nesiller yetiştirmenin ceddiyle çalışıyor. Vakfımızın tedrisatından geçen binlerce kardeşimiz insanlığa hizmet ediyor.

“ÇETİN MÜCADELELER VERDİK”

Bu fani dünyada mal, mülk, koltuk değil; ülkesine milletine, ümmete ve insanlığa hayırlı işler yapmaktır. Bizler kalıcı eserler için çalışan insanlarız. 40 yıldır siyasetin farklı kulvarlarında aziz millete aşkla hizmet ediyoruz. Allah’ın takdiri, milletimizin tensipleriyle başbakan, cumhurbaşkanı olarak çok önemli projelere imza attık. Bu aziz vatanı payidar kılmak, küresel nizamda hak ettiği yere ulaştırmak için çaba harcadık. Gerçekten çetin mücadeleler verdik. 40 yılı aşan süreçte ciddi sınamalarla karşılaştık. Ekonomimizi güçlendirdik, demokrasimizi büyüttük, yasakları kaldırdık. Kişi başı milli gelir 10 bin 650 dolara yükseldi. Daha da artacak. Türk Devletleri Teşkilatı’nın kuruluşundan, KKTC’nin haklarının korunmasına kadar pek çok imkansızı başardık.”

Devamını Oku

Denizli AK Parti temayül yoklaması için sandığa gitti

Denizli AK Parti temayül yoklaması için sandığa gitti
0

BEĞENDİM

ABONE OL

AK Parti Denizli İl Teşkilatında, 14 Mayıs’ta yapılacak olan 28. Dönem Milletvekilliği Genel Seçimi öncesi, milletvekili aday sıralamasının belirlenmesi için temayül yoklaması yapıldı.

AK Parti’de 22 Mart’ta aday adaylığı başvurularının bitmesinin ardından Denizli İl Başkanlığı tarafından gerçekleştirilen temayül yoklaması başladı. AK Parti üyeleri, 40 milletvekili aday adayının olduğu temayül yoklaması için Nihat Zeybekçi Kongre ve Kültür Merkezi’nde kurulan sandıklara gitti. Tüm Türkiye’de olduğu gibi Denizli’de de süren seçim heyecanında yaklaşık 1892 üye oy kullanacak.

Seçim heyecanına ortak olan AK Parti Denizli İl Başkanı Yücel Güngör, hayırlı olmasını dileyerek, “Yaklaşık 1892 üyemizin oy kullanacağı temayül yoklamasındayız, saat 10’da başlayıp 16’da tamamlanacak olan temayül yoklamamamız Denizli’mize ve ülkemize hayırlı olsun. 2018 yılında bizim milletvekili sayımız 8’di. Bu sene yapacağımız seçimlerde milletvekili sayımız 7’ye düştü. Bizimde temel hedefimiz 8’in 4’ü olan AK Parti Milletvekili sayımızı 7’ini 4’ü olacak şekilde çalışmamızı devam ettireceğiz. Bunu da net olarak söyleyeyim muhalif grubunda yaptığı açıklamalar, yaptığı çalışmalara baktığımızda onların hiç birinin Türkiye’nin derdiyle ilgilenmediğini, tamamen makamın mevkilerin dağıtıldığı pozisyonda olduğunu ve milletimizin de bunu net olarak gördüğünü düşünüyoruz” dedi.

“Mevcut aday adaylarımız içinde 4 tane aktif milletvekilimiz var”

İlk turda işi bitireceklerine inandıklarını söyleyen İl Başkanı Güngör, “Biz Türk milletine güvenerek 20 yıldır iktidardayız. İnşallah tek turda Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan 13. Cumhurbaşkanımız olacak. Mevcut aday adaylarımız içinde 4 tane aktif milletvekilimiz var. Onları hariç tutuyoruz, onlar temayül yoklamalarına girmiyorlar. Bu aday adaylarımızdan da 7’sini seçeceğiz, seçeceğimiz isimlerimiz açıklandığı anda çalışmalarımıza yoğun bir şekilde devam edeceğiz” dedi.

“İyi bir katılım var”

Temayülün önemli olduğunu ifade eden AK Parti Grup Başkanı İsmet Yılmaz, “İyi bir katılım var, demokrasinin olmazsa olmaz unsuru olan partilerin gücü teşkilattan geçer, teşkilatın gücünü de artırmakta teşkilatın uygun bulduğu adayların temsil noktasına getirilmesi lazım. Bu temel onu hedefliyor. Teşkilattan 2 bine yakın oy verecek seçmenimiz var. Mahalle temsilcilerinden, yöneticilerine 7’den 70’e herkes aday adayımızı belirleyecek. Temayül yoklamasından netice alacağız. Tek başına temayül kriter değildir ama önemlidir” dedi. – DENİZLİ

Devamını Oku

Jeofizik Mühendisleri Odası’dan İçişleri Bakanlığı’nın Deprem Genelgesine Tepki: “Jeofizik Mühendislerinin Yok Sayılması Asla Kabul Edilemez”

Jeofizik Mühendisleri Odası’dan İçişleri Bakanlığı’nın Deprem Genelgesine Tepki: “Jeofizik Mühendislerinin Yok Sayılması Asla Kabul Edilemez”
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Jeofizik Mühendisleri Odası 2. Başkanı Serdar Kart, İçişleri Bakanlığı’nın 6 Mart 2023 tarihinde yayınladığı “deprem bölgesinde yapılacak yapı incelemeleri” hakkındaki genelgesine ilişkin, “Deprem bilimi olan sismoloji de jeofizik mühendisliğinin bir alt dalıdır. Bu sebeple, genelgede jeofizik mühendislerinin yok sayılması asla kabul edilemez” dedi. Akademisyen Prof. Dr. Mehmet Emin Candansayar ise, “Genelgedeki eksikliğin acilen düzeltilmesi gerekiyor. Bu konuda yetkilileri uyarıyoruz, yeni ölümlere sebebiyet vermemesi için” diye konuştu.

TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası, İçişleri Bakanlığı tarafından 6 Mart 2023 tarihinde yayınlanan “deprem bölgesinde yapılacak yapı incelemeleri” hakkındaki genelgeye ilişkin bugün Ankara’da bir basın toplantısı düzenledi. Jeofizik Mühendisleri Odası 2. Başkanı Serdar Kart, şöyle konuştu:

“GENELGEDE JEOFİZİK MÜHENDİSLERİNİN YOK SAYILMASI ASLA KABUL EDİLEMEZ”

“Her meslek grubu, kendi uzmanlık alanıyla ilgili yapılanları, yapılmayanları ve sonrasında yapılması gerekenleri tespit etti. Hatta hocalarımız devamlı görsel basında halkımızı bilgilendirmeye devam ettiler. Halen de yapmaya devam ediyorlar. Tüm bu çabalar, alınması gereken ama geç kalınan tedbirlerin hızla hayata geçirilmesi ve olası yeni depremlerde aynı acıların yaşanmaması içindir. Ancak 6 Mart tarihinde İçişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan deprem bölgesinde yapılacak yapı incelemeleri hakkındaki genelgenin eksik çıkarılmasından kaynaklı olarak siz değerli basın mensupları vasıtasıyla bu yanlışın bir an önce düzeltilmesi gerektiğini buradan duyurmak istiyoruz.

Bilim insanları, deprem öncesi ve sonrası çalışmalara inşaat, jeofizik ve jeoloji mühendislerinden oluşan üç mühendislik dalı mensuplarımızla birlikte yapılması gerektiğini defalarca vurguladı.

Deprem bilimi olan sismoloji de jeofizik mühendisliğinin bir alt dalıdır. Bu sebeple, genelgede jeofizik mühendislerinin yok sayılması asla kabul edilemez. Odamızın Yapı ve Yapılaşma Jeofiziği Bilimsel ve Teknik Kurulu, bu yönergenin revize edilmesi için önerilerde bulunmuş ve deprem sonrası yapı incelemeleri de jeofizik mühendisliği araştırmaları için de teknik bir rapor hazırlamıştır.”

PROF. DR. MEHMET EMİN CANDANSAYAR: FAYIN ÇOK YAKININDAKİ BİR BİNA HİÇ YIKILMADAN DURABİLDİĞİ GİBİ DEPREM MERKEZLERİNDEN 100 KİLOMETRE UZAKLIKTAKİ BİNALAR İSE YIKILIYOR

Yapı ve Yapılaşma Jeofiziği Bilimsel ve Teknik Kurulu’ndan akademisyen Prof. Dr. Mehmet Emin Candansayar, Kart’tan sonra söz aldı. Hazırlanan 8 sayfalık raporda, deprem sonrası yapı incelemeleri konusunda yapılması gerekenlerin ele alındığını belirten Candansayar şöyle konuştu:

“Depremlerin oluş mekanizmaları, ne zaman olacakları veya depremlerin önceden kestirimi veya depremlerde meydana gelen sismik dalgaların kaydını alan, araştırmalar yapan mühendisler, jeofizik mühendisleridir. Dolayısıyla, deprem konusunda uzman mühendisler jeofizik mühendisleridir. Son yıllarda özellikle fay ile ilgili bir yasa önerisi sunulmuş. Yasa önerisiyle ilgili de Jeofizik Mühendisleri Odası ve bu bölümlerdeki akademisyenlerin açıklamaları oldu. Bunun bilimsel olarak bir altyapısının olmadığı belirtildi. Depremler sismik dalgaları üretmekte ve bu sismik dalgalar binaların yıkılmasına sebep olmaktadır. Depremden dolayı yüzeyde kırıklar da oluşmaktadır.

Kırıklar, insanları öldürmüyor ya da kırıklar binaları yıkmıyor. Depremde meydana gelen sismik dalgalar binaları yıkıyor. Burada büyük bir yanlış yorum da yapılıyor. Her yeni deprem yeni kırıklar ile olur. Yani, önceden hiç olmamış bir kırık, yeni bir depremle de oluşabilir. Dolayısıyla fay yasası önerisi biraz bilim dışı bir öneri oluyor.

Şu anda mevcut yasa ve yönetmeliklerde imar esas zemin etütleri veya parsel bazındaki zemin etütleri ile ilgili yönetmeliklerimizde, yer altında gömülü olan fayların veya kırıkların araştırılması konusu zaten var. Ama bu kırıkların yerini tespit etmek depreme dayanıklı bina tasarımında doğrudan ilişkili değil. Çünkü biliyoruz ki, fayın çok yakınındaki bir bina çok sağlam ve hiç yıkılmadan durabildiği gibi faylardan ya da deprem merkezlerinden 100 kilometre uzaklıktaki binalar ise yıkılıyor. Yani fayın olmadığı yerlerdeki binalar da yıkılıyor. Sadece, ‘Fay var, faya göre binaları yapalım’ ile yorumlamak çok yanlış ve hatalı olur ve birçok da ülkemizde kaoslara sebep olacaktır. Çünkü halihazırda nüfusun büyük yoğunluğu Kuzey Anadolu Fay zonunun sonuna doğru olan İstanbul’da. O zaman buradaki faylara göre yerleşim yerini değiştirmek büyük bir kaosa neden olacaktır.

“DEPREM DAYANIKLI BİNALAR YAPILABİLİR. BU KONUDA TÜRKİYE’DEKİ İNŞAAT MÜHENDİSLERİ YETERLİ BİLGİ BİRİKİMİNE SAHİP”

Binanın tasarımı yer ivmesine göre yapılırsa bu binalar yıkılmayacaktır. Deprem dayanıklı binalar yapılabilir. Bu konuda Türkiye’deki inşaat mühendisleri yeterli bilgi birikimine sahip. Depreme dayanıklı bina tasarımı nasıl yapılır biliyorlar. Bu konuda jeofizik mühendislerinin vereceği deprem ivmesi, parametreleri kullanmayı da biliyorlar. Dolayısıyla bunları kullanarak bu binaların yapılması durumunda depremden dolayı insanlarımız yeniden can vermeyecektir.

Deprem sonrası yapı incelemeleri, ayrıntılı detay incelemelerinde olması gereken jeofizik mühendisleri genelgede gözükmüyor ama pratikte şu anda, kamu kurumları tarafından görevlendirilmiş ve sahada, meslektaşlarımız bu görevi icra ediyorlar. Genelgedeki eksikliğin acilen düzeltilmesi gerekiyor. Bu konuda yetkilileri uyarıyoruz, yeni ölümlere sebebiyet vermemesi için. Çünkü böyle genelgeler sonra da genellemelere neden oluyor ve yönetmeliklere de dahil oluyor.”

Devamını Oku

Muhsin Yazıcıoğlu 14. Ölüm Yıl Dönümünde Mezarı Başında Anıldı. Remzi Çayır: “Bu Ülke Asla ve Asla Faili Meçhuller Ülkesi Olmamalıdır”

Muhsin Yazıcıoğlu 14. Ölüm Yıl Dönümünde Mezarı Başında Anıldı. Remzi Çayır: “Bu Ülke Asla ve Asla Faili Meçhuller Ülkesi Olmamalıdır”
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Milli Yol Partisi Genel Başkanı Remzi Çayır, Muhsin Yazıcıoğlu’nun 14’üncü ölüm yıl dönümü dolayısıyla mezarı başında düzenlenen anma töreninde; “Bu ülke asla ve asla faili meçhuller ülkesi olmamalıdır. Biz Muhsin Yazıcıoğlu’nun dava arkadaşları asla bu işin peşini bırakmayacağız. Birilerinin bize dayatmasını asla kabul etmeyeceğiz. Sinan Ateş cinayetini de aydınlatmak zorundayız. Türkiye’nin huzura, barışa, birliğe ihtiyacı var, ayrışmaya ihtiyacı yok” dedi.

Milli Yol Partisi, 2009 yılında helikopter kazasında yaşamını yitiren dönemin Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nu 14’üncü ölüm yıldönümünde Ankara’daki mezarı başında andı. Yazıcıoğlu’nun mezarı başında dua okundu, ardından Milli Yol Partisi Genel Başkanı Remzi Çayır ve partililer mezara karanfil bıraktı.

Çayır, anma töreninin ardından şunları dile getirdi:

“BİRİLERİ BU İŞİN KAZA OLDUĞUNU SÖYLEYEREK MİLLETİ VE TOPLUMU RENCİDE ETMEKTELER”

“14 yıl önce kaybetmiştik, bir suikasta kurban edilmişti. 14 yıl geçti nice dosyalar açıldı güya, hiçbir dosya esası kapsamadı, açılan mahkemeler suikastı konuşmadı, herhangi bir iddianame hazırlanmadı. Uyduruk, kamuoyunu meşgul eden hırsızlık, görevi suistimal davaları açıldı, kapandı. Şu anda Kahramanmaraş’ta görülen bir hırsızlık davası dışında herhangi bir dava söz konusu değil. Muhsin başkanımızın şehit edilmesi ile ilgili herhangi bir iddianame, soruşturma veya dosya söz konusu değil. Birileri bu işin kaza olduğunu söyleyerek milleti ve toplumu rencide etmekteler. Türk milleti diyor ki öldürüldü, suikasta uğradı; yönetenler diyor ki kaza. Hala kaza olduğunu iddia edenler çıkıp milletin huzurunda nasıl kaza olduğunu anlatmak zorundalar. Şu anda ülkeyi yönetenler her yönü ile bu konuda sorumluluk sahibidirler.

“BİZ MUHSİN YAZICIOĞLU’NUN DAVA ARKADAŞLARI ASLA BU İŞİN PEŞİNİ BIRAKMAYACAĞIZ”

Bu ülke asla ve asla faili meçhuller ülkesi olmamalıdır. Sinan Ateş cinayetinde olduğu gibi insanlar ölüyor, öldürülüyor, arkası önü yok. Biz Muhsin Yazıcıoğlu’nun dava arkadaşları asla bu işin peşini bırakmayacağız. Bıkmayacağız, usanmayacağız, yeter demeyeceğiz, birilerinin bize dayatmasını asla kabul etmeyeceğiz. Sinan Ateş cinayetini de aydınlatmak zorundayız. Hali hazırda hırsızlık davasında yargılana bir sanık çıkıyor, ben daha önce ordu mensubuydum, kaza kırım uzmanıydım, ben bu davada yargılanıyorum ama benim görüşüme ve bilgime göre bu dava suikasttır, diyor.  Devlet ne diyor, bu kazadır diyor. Böyle bir çelişkiyi asla ve asla kabul etmiyoruz. Ne olursa olsun bu dava aydınlatılacaktır, onun için biz siyaset yapıyoruz. Onun dava arkadaşlarının yaşama sebepleri bile bunun içindir.

“TÜRKİYE MUHSİN BAŞKANIN MEZARININ BAŞINDA KUCAKLAŞIYOR ONU BİLE GÖRMÜYORLAR”

Bugün Türkiye’yi yönetenlerin ve yönetmeye talip olanların durumuna bakın. Herkes Muhsin Yazıcıoğlu’nun siyasetine ihtiyaç duyuyor. Ötekileştirmeyen, kucaklayan hayatın ve toplumun içinde olan bir Muhsin Yazıcıoğlu portresine ve siyasetine bu milletin ihtiyacı var, onun bu millet, keşke yaşasaydı şu an Türkiye bu halde olmazdı, diyor. Biz kimliği, hali, fikri ne olursa olsun hiçbir kimsenin öldürülmesine, faili meçhuller raflarına kaldırılmasına razı değiliz, izin vermeyeceğiz. Türkiye’nin huzura, barışa, birliğe ihtiyacı var, ayrışmaya ihtiyacı yok. Mezarın başına gidin, Türkiye Muhsin Başkanın mezarının başında kucaklaşıyor onu bile görmüyorlar. Muhsin başkan bu milleti birleştirmiş zaten ama birileri ayrıştırıyor.”

Devamını Oku

İskenderun Körfezi’nde yangın çıkan limanda nisanda ticari faaliyetler başlayacak

İskenderun Körfezi’nde yangın çıkan limanda nisanda ticari faaliyetler başlayacak
0

BEĞENDİM

ABONE OL

İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Levent Hakkı Yılmaz, Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından 6 Şubat’ta konteynerlerde çıkan ve 4 gün süren müdahaleyle kontrol altına alınan yangınla faaliyetlere ara verilen limanda 8 Nisan’dan sonra ticari çalışmaların başlayacağını belirtti.

Yılmaz, AA muhabirine, İskenderun Körfezi’nde 15’in üzerinde liman ve iskelenin bulunduğunu söyledi.

“Asrın felaketi” olarak nitelenen Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat’taki depremlerde körfezdeki bir limanda konteynerlerin devrildiğini ve bunların bir kısmında ısıtma soğutma motorlarından kaynaklı yangın çıktığını hatırlatan Yılmaz, şöyle konuştu:

“Bu çıkan yangından dolayı konteynerlerin içerisindeki plastik malzemeler ve farklı ürünler yanmaya başlayınca ortalığı büyük bir duman kaplamıştı. Bu yangın, uğraşlar sonucunda 4-5 gün içerisinde ancak söndürülmüştü. Yangından sonra o limandaki konteynerlerin tek tek tespitleri yapılıp ayrıştırılması gerekiyordu. Yangından önce de rıhtımda bir gemi batmıştı ve gemilerin yanaşamaması nedeniyle de faaliyetlerin bir kısmı da durdurulmuştu. O liman pozisyon olarak İskenderun ekonomisi için önemli ve değerli. İnşallah, nisan ayının 8’inden sonra ticari faaliyetlerine başlayacak. Haziran ve temmuz aylarından sonra faaliyetlerini artırarak eski potansiyeline kavuşacak.”

-“El birliğiyle bu olumsuz süreçten çıkabiliriz “

Yılmaz, yangın çıkan limanın haricinde körfezdeki diğer liman ve iskelelerde ticari faaliyetlerin devam ettiğini belirtti.

Hatay’ın Türkiye ekonomisine önemli katkı sağlayan illerden biri olduğuna dikkati çeken Yılmaz, “2022 yılı itibarıyla Hatay’ın ihracat rakamları 4 milyon doların üzerindeki bir rakamdan bahsediyoruz. Hatta, ihracat sıralamasında ilk 9’un içerisinde yer alıyor. Zaman zaman farklı yıllarda 7’nci ve 8’inci sıralarda da yer aldı. Hatay, vergi sıralamasında da ilk 10’un içerisinde yer alan bir ilimiz. Depremle yaşanan olumsuzluklar Hatay ve ülke ekonomisine zor bir süreç yaşatacak gibi görünüyor. İnşallah, el birliğiyle kısa sürede bu olumsuz süreçten çıkabiliriz.” diye konuştu.

Tırlarla ve gemilerle çok sayıda yardım geldi

Yılmaz, depremin ilk gününden itibaren Türkiye’nin her yerinden tırlarla ve gemilerle çok sayıda yardım malzemesi gönderildiğini vurguladı.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin (TOBB) de bölgeye yardımlarda bulunduğunu anlatan Yılmaz, şöyle konuştu:

“Bölgeye çadır da konteyner de gönderildi. Ancak hala bu ihtiyaçlar devam ediyor. Çok kolay değil, sadece İskenderun’da 300’ün üzerinde bina yıkıldı. Hasarlı bina sayısı oldukça fazla. Bu binaların altında dükkanları ve mağazaları olan birçok insan var. Sanayi kuruluşlarımızın birçoğu bölgede üretimlerini yapıyor, ihracatlarını sürdürüyor. Ancak, ilçedeki kuyumcular, bakkallar, marangozlar ve farklı küçük işletmelerdeki esnafın bir an önce mağazalarına girmesi lazım. Bunun için de hasar tespit çalışmalarının bitirilmesi gerekiyor.”

İskenderun’daki esnafla sürekli diyalog halinde olduklarını belirten Yılmaz, kendilerine iletilen bütün istek ve talepleri devlet yetkililerine rapor halinde verdiklerini, bunların bir kısmının da hızlı bir şekilde çözüldüğünü kaydetti.

Devamını Oku

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.