TİP, Hatay İttifakı’nın Büyükşehir Belediye Başkan Adayını Açıkladı

HABER: GAYE ŞEYMA CAN

KAMERA: SADIK KARAKULOĞLU

Türkiye İşçi Partisi (TİP), İstanbul İl Başkanlığı'nda düzenlediği basın toplantısıyla Hatay İttifakı'nın Büyükşehir Belediye Başkan Adayı'nın Gökhan Zan olduğunu açıkladı. Zan konuşmasında, "Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı bu felaketin sorumluları arasında. Kendisi bu sorumluluğunu kabul edip geri çekilmek yerine partisi tarafından yeniden aday gösterilmiştir. Bu adaylık kente, kendisine daha önce oy vermiş Hatay halkına danışılmadan kararlaştırılmıştır" dedi.

Türkiye İşçi Partisi (TİP), İstanbul İl Başkanlığı'nda düzenlediği basın toplantısıyla Hatay İttifakı'nın Büyükşehir Belediye Başkan Adayını açıkladı. Toplantıda konuşan TİP Sözcüsü İstanbul Milletvekili Kadıgil, "Biz Hatay halkının sesini duyduk. Biz Hataylıların yükselen çığlığını duyduk. Biz öksüz, yetim, kimsesiz bırakılan bunun üzerine bir de seçeneksiz bırakılmaya çalışılan Hatay halkının isyanını duyduk. Bu isyan Hatay halkının kendi içinde oluşturduğu ittifak bize bir isim söyledi. 'Biz bu iki seçeneğin arasına sıkışmak istemiyoruz. Bize bir seçenek sun Türkiye İşçi Partisi' diye, Türkiye İşçi Partisi'nin sırtına bir görev yükledi. Bir siyasi partinin görevi kendi istediğini, canının istediğini yapmak değil, temsil ettiği yurttaşların sesini taşımaktır. Biz o bu sesi sizlerle buluşturmak için buradayız" diyerek Hatay İttifakı'nın büyükşehir Belediye Başkan adayının Gökhan Zan olduğunu duyurdu.

Zan konuşmasında sadece Lütfü Savaş'a karşı değil Hatay'ı depremde yalnız bırakanlara karşı aday olduğunu belirterek şunlara değindi:

"6 ŞUBAT'TA KİMİMİZ ÖLDÜK KİMİMİZ YETİM KALDIK: Biz 6 Şubat'ta 4.17'yi gösterdiğinde saatler maalesef kimimiz öldük, kimimiz yetim kaldık, kimimiz eksik kaldık. Ama o gün ilk üç gün yanımızda hiç kimse yoktu. Kim vardı biliyor musunuz? Millet vardı, halk vardı. Milletin dayanışması vardı. Onların elini gördük. Onların ruhunu yanımızda hissettik. Ne o sabah ne de sonraki günler boyunca maalesef yanımızda devlet kurumlarını ve belediyeleri göremedik. İlk 3 gün dediğim gibi yalnız bırakıldık, terk edildik. AFAD da gelmeli, yardım da gelmedi. Umutsuzluğa kapıldık, öfkemizi, haykırdık. Ama bizim umudumuz halkımızın az önce ifade ettiğim gibi ülkenin dört bir yanında bize hemen o sabah uzatılan milyonlarca el oldu. O anlarda belki acıdan kıvrılıp soğuktan titriyorduk. İnsanımız elinde avucunda ne varsa gönderdi. Yetmedi, kendisi de geldi. Enkazlara çıplak elleriyle girdiler. Onlarca insanı çıkardılar. Biz o elleri hala tutuyoruz.

LÜTFÜ SAVAŞ GERİ ÇEKİLMEK YERİNE PARTİSİ TARAFINDAN YENİDEN ADAY GÖSTERİLDİ: Bilindiği üzere deprem değil ihmal öldürüyor. Alınmayan önlemler nereye harcandığını bilmediğimiz deprem vergileri imar afları nedeniyle büyük acılar yaşadık. Oysa bugün aramızda olmayan on binlerce insanımızla güzel memleketimiz Hatay'da yaşamımızı sürdürüyor olabilirdik. Şimdiye kadar iktidarı konuştuk ama iktidardan farkı olmayanları desteklemeye mecbur bırakılmamızı da konuşacağız. Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı bu felaketin sorunları arasında. Kendisi bu sorumluluğunu kabul edip geri çekilmek yerine partisi tarafından yeniden aday gösterilmiştir. Bu adaylık kente, kendisine daha önce oy vermiş Hatay halkına danışılmadan kararlaştırılmıştır.

HATAY'I YALNIZ BIRAKAN İKTİDARA VE MUHALEFETE KARŞI ADAYIM: Hatay sadece Hatay'ın şahsi meselesi değildir, 85 milyon insanın şahsi meselesidir. Adaylığım yalnızca Lütfü Savaş'a değildir tabii ki. Hatay'ı depremde yalnız bırakan ya da bu felakette sorumluluğu bulunan iktidara ve muhalefete karşı adayım. ve buradan iki çağrı yapıyorum, ilki Sayın Cumhuriyet Halk Partisi yöneticilerine deprem suçlarına adı karışmış birini yeniden aday göstermeniz kabul edilemez. Yaptırdığınız hiçbir anket enkazda yaşamını yitiren elli binden fazla canımızı, insanımızın olduğu gerçeğinden daha doğru sonuçlar vermez. İkinci çağrım ise sayın Lütfi Savaş'adır, çekilin ve Hatay İttifakı etrafında birleşelim. Lütfen bu çağrımızı da duyun. ve buradan tüm Hatay halkına hep birlikte bu kötü gidişe dur diyelim ve değiştirelim. Bizim halkımızın çıkarından başka gözettiğimiz bir çıkar yoktur."

"CHP ÜSTÜNE DÜŞENİ YAPARSA BİZ DE HER ŞEYİ YAPMAYA HAZIRIZ"

Gazetecilerin, CHP'nin Hatay Adayı Lütfü Savaş'ın aday olmaması durumunda TİP'in Hatay'da aday çıkarmaması söz konusu olur mu yönündeki sorusuna cevap veren TİP Sözcüsü İstanbul Milletvekili Kadıgil, "Bizim attığımız bu adım oradaki AKP ve AKP'nin rantçı anlayışına ve başka kisveler altında buhrancı anlayışı sürdüren anlayışa karşı attığımız bir adım ve evet biz burada bölmeye, dağıtmaya değil bilakis doğruda birleştirmeye gelmek istiyoruz. ve bunun için elbette ki Cumhuriyet Halk Partili dostlarımız üstlerine düşeni yapıp Hatay halkının sesine kulak verdiğinde biz de az önce adayımızın da ifade ettiği gibi üzerimize her şeyi yapmaya hazırız" dedi.

"BİZ OY BÖLMEYE GELMİYORUZ"

Kadıgil, aday çıkarma konusunda sosyal medyada konuşulan 'oy bölme' konusuyla ilgili ise şu cevabı verdi:

"Biz oy bölmeye gelmiyoruz. Biz doğru bir adayla Hatay halkını her türlü ranttan uzak bir şekilde bir tek Hataylı bile önümüzdeki altı ay içerisinde çadırda ya da konteynırda yaşamak zorunda kalmasın diye bunun için yemeden, çalmadan, çırpmadan hiçbir yandaşına hiçbir çıkar sağlamadan işi ehline emanet edecek bir başkan adayını kazandırmak üzere yola çıkıyoruz."

"BİZ İSİMLER ÜZERİNDEN SİYASET YAPMAYIZ"

TİP'li sanatçı Barış Atay ise kendisine sorulan, "Hatay denince aklına ilk önce Barış Hatay geliyor. Neden Barış Hatay bu göreve talip olmadı" sorusu üzerine şu cevabı verdi:

"Türkiye İşçi Partisi'nin siyasal konjonktür. Biz isimler üzerinden siyaset yapmayız arkadaşlar. Sonuç itibariyle dönem dönem aldığımız görevler var. Fakat burada parti üyesi arkadaşlarımızdan il ilçe teşkilatında yöneticilerin milletvekilinden olası belediye başkanlarına kadar herkesin Türkiye İşçi Parti statüsü aynı derecededir. Ben bana verilen görevi uzun süre yerine getirmeye çalıştım elimden geldiğince. Şu an Gökhan Zan arkadaşımız elini taşın altına koyması gerektiğini düşündü. Bu görevi layıkıyla yerine getireceğine inanmasak zaten burada bir kolektif çaba söz konusu olmazdı."