Dilek Taşı’nın 17. bölümünde neler oldu? Öz annesi yıllar sonra döndü; dedesi sandığı babası çıktı…

Dizinin yeni bölümünde;

Aziz ile birlikte çatışmaya giren Mustafa, ağır yaralı halde bir balıkçı barakasına sığındı.

Mustafa, Figen'i arayıp haber vermeyi başardı.

Balıkçının verdiği adrese giden Figen, Mustafa'yı baygın bir halde buldu.

Kemal'i ve adamlarını atlatmayı başaran Figen, Mustafa'yı tekneyle kaçırdı.

Aynı dakikalarda herkesin hayatını baştan sona değiştirecek olan mektubu köşke ulaştı...

Rona Köşkü’ndeki gelişmeler bununla da bitmedi.  Eve gelen polisler Harun Rona’ya ait aracın bir balıkçı kasabası yakınında bulunduğunu, bir genç kızla genç adamın da tekneyle kaçtıklarını ve kaza yaptıklarını söyledi.

Hiç umudun olmadığını öğrenen Asuman, sinir krizi geçirdi.

Eve gelen mektupta yazanları merak eden Sevda ve Rüçhan’ın aklındaki soru işaretlerini Harun verdiği kaçamak cevaplarla yanıtlamaya çalıştı.

Oysa ki, mektubu yollayan babasının karşısında daha da küçük duruma düşmek isteyen Aras’tı…

Babamın karşısında aptal durumuna düşmek istiyorum ki vurduğum son darbe daha büyük şok etkisi yaratsın…

Mustafa ve Figen’in imdadına yetişen Aziz, onları kendi evine götürdü.

Uyanır uyanmaz Mustafa’nın yanına koşan Figen, hiç beklemediği bir tepki aldı:

Ben sana gel demedim… Bana kalacak kadar cesaretin yoksa gidecek kadar olsun demiştin… Gittim! Sen de gelme…

Figen’in eve dönüşü köşkü bayram yerine çevirdi. Asuman, kızının Mustafa’nın peşinden gittiğini öğrenince bir kez daha sinirlendi.

O adamla bir kez daha konuşursan, yan yana gelirsen, göz göze gelirsen ben sana analık hakkımı helal etmem!

Dündar ile buluşmaya giden Rüçhan, evden çıkmak üzereyken Macide’ye yakalandı. Gelin kaynana arasında ipler gerildi.

Alpaslan ile buluşan Harun, Mustafa’yı vuran kişinin Kemal olduğunu öğrendi.

Harun ile konuşmak için köşke gelen Mustafa, Asuman ile karşılaştı. Kızını korumak isteyen Asuman, Mustafa’ya karşı oldukça acımasızdı…

Harun’un kendisini işten çıkaracağını düşünen Mustafa yeni bir iş teklifi aldı.

Figen, kızını alıp Aziz’in evine gideceğini söyleyen Mustafa’ya engel olmaya çalışsa da bunda başarılı olamadı.

Canım acıyor ama kurşun yarasından değil merak etme…

Tutunduğu iki dalı da aynı anda kaybeden Figen, büyük yıkım yaşadı.

Kemal’in suyunun ısındığının farkında olan Dündar, onu köşeye sıkıştırdı.

Sevda’nın ilgisini çekmeyi kafasına koyan Kenan, şeytanın aklına gelmeyecek bir plan yaptı. Kendisini affettirmeyi başaran Kenan,  geceyi Sevda’nın odasında geçirdi.  

Öğretmenlik yaptığı kreşten ayrılan Figen ve Ebru Par Ajans’ta işe başladılar. Dündar, Kemal’in açmak istediği gazinonun reklam çalışmaları için  Par Ajans ile görüştü.

Dündar, akşam saatlerinde de köşke gelerek Harun ile toplantı yaptı.

Görüşmenin ortasında sarhoş bir şekilde eve gelen Aras, Harun ile Macide’nin tadını kaçırdı.

Önce lafları ile Dündar’ı iğneleyen Aras, ardından Rüçhan’a saldırdı.

Aras, gecenin sonunda bildiği sırrı bir bomba gibi köşkün ortasına bıraktı:

Sandığınız kadar sarhoş değilim… Figen canım kardeşim. Sen benim kızım değilsin, Sen Harun Rona’nın kızısın...

Öğrendikleri ile bir kez daha yıkılan Figen, Harun’a önce “doğru mu” diye sordu; ardından diline gelen her şeyi saydı:

Sen ne aşağılık bir adamsın? Kendi günahlarını öz oğlunun boynuna asacak kadar kötüsün. Benim bir tane babam vardı… Sen benim bırak babamı, düşmanım bile olamazsın...

Macide ne yapacağını bilemezken, Aras olanlardan dolayı Dündar’dan özür diledi.

Dizinin final sahnesinde;

Ortamın gerginliği henüz bitmemişken Figen’in öz annesi Fatma beklenmedik bir şekilde köşke geldi…

Harun ve Macide sözleri ile hayatını kabusa çevirdikleri Fatma’yı aşağılamaya devam ettiler.  Fatma’ya ne istediğini soran Harun, aldığı cevapla şaşırdı:

 Senden hiçbir şey istemiyorum, ölmen dışında…

Fatma bir anda çantasından çıkardığı silahı Harun’a doğrulttu ve tetiğe bastı…

Göğsünden yaralanan Harun Rona, kanlar içinde yere yığıldı.